Otonomi

Otonomi, sistemlerin dışarıdan sürekli insan müdahalesine ihtiyaç duymadan, çevresel verileri algılayarak, analiz ederek ve bu analizler doğrultusunda karar alıp aksiyon gerçekleştirmesi sürecidir.

Otonom sistemler, sensör verilerinin işlenmesi, durum değerlendirmesi, görev planlama, yol bulma ve engelden kaçınma gibi kritik işlevleri kendi iç bünyelerinde, gerçek zamanlı olarak gerçekleştirir. Bu yetenek, onları klasik otomasyon çözümlerinden ayırır ve belirsizlik ortamında bile operasyon kabiliyetini sürdürebilir kılar. Algılama, analiz, öğrenme ve karar verme süreçlerini bir arada barındıran otonomi, yalnızca teknoloji dünyasında değil, savunmadan sanayiye, lojistikten ulaşıma kadar pek çok alanda çığır açan bir dönüşümü temsil ediyor.

Otonom Platformların Avantajları

Otonom platformların temel yapı taşları; çoklu sensör entegrasyonu, yüksek kapasiteli hesaplama donanımları ve ileri düzey algoritmalardır. Lidar, sonar, radar, elektro-optik sensörler gibi veri kaynaklarından gelen büyük hacimli veriler, sensör füzyonu algoritmalarıyla birleştirilerek sistemin çevresel farkındalığı oluşturulur. Bu farkındalık, derin öğrenme, yapay zekâ, davranış modelleme ve tahmine dayalı analizlerle işlenir. Karar destek süreçleri ise görev önceliklendirmesi, rota optimizasyonu, görev değişim kararı ve engel aşma stratejilerini kapsar. Otonom sistemlerde güvenlik kritik olduğundan, hata toleranslı mimariler, yedekli donanım tasarımları ve siber dayanıklılık mekanizmaları büyük önem taşır.

Kendi rotasını planlayan bir İHA, sualtında engelleri algılayarak manevra yapan bir deniz aracı veya hedefi tanıyarak takip eden bir kara robotu… Hepsi, otonominin hayat bulduğu örneklerdir. Otonomi, sistemlerin yalnızca fiziksel hareketliliğini değil, aynı zamanda karar verme kabiliyetlerini de kapsar. İşte bu yüzden otonom platformlar, hız, hassasiyet, esneklik ve güvenlik gibi kritik avantajlar sunar.

Küresel Trendler ve Savunmada Otonomi

Dünyada savunma sanayii başta olmak üzere birçok sektörde otonomi, operasyonel etkinlik ve sürat açısından kritik bir unsur hâline gelmiştir. Özellikle asimetrik tehditler ve karmaşık operasyon sahaları, insanlı platformların sınırlarını zorlamakta, riskleri artırmaktadır. Otonom hava, kara ve deniz platformları; görev sürekliliğini artırırken insan unsurunu tehditten uzak tutar, hızlı reaksiyon süresi sağlar ve maliyet etkin çözümler üretir. Otonom sistemler artık yalnızca platformların hareket kabiliyetiyle sınırlı değildir; komuta kontrol yapıları ve karar destek sistemleri de algoritmik süreçlerle otonom şekilde işlemektedir. Gelecek trendi, daha ileri seviye iş birliği yapabilen, swarm (sürü) mimarisiyle organize olabilen ve çevresel koşullara adaptasyonu yüksek sistemler geliştirmek üzerinedir.

STM ve Otonomi

STM olarak, otonom teknolojileri yalnızca bir trend değil, geleceğin savunma ve güvenlik dünyasının temel yapı taşı olarak görüyoruz. Savunma sanayii gibi stratejik bir alanda, operasyonel kabiliyetleri artıran, zaman tasarrufu sağlayan insan riskini azaltan otonom sistemlerin geliştirilmesine büyük önem veriyoruz. Bu vizyonla yürüttüğümüz Ar-Ge çalışmaları, sensör füzyonu, yapay zekâ tabanlı karar destek mekanizmaları ve platform seviyesindeki entegrasyon yeteneklerimizle birleşerek, Türkiye’nin teknolojik bağımsızlığına katkı sağlıyor.

STM NETA: Sualtı Otonomisinde Yeni Nesil Çözüm

STM tarafından geliştirilen İnsansız Otonom Sualtı Aracı STM NETA, Türkiye’nin otonomi alanındaki savunma kabiliyetinin önemli bir örneğidir. STM NETA ailesi, 100 ila 1000 metre derinlik aralığında operasyon yapabilmekte ve sığ, orta ve derin su harekât senaryolarına uygun olarak farklı konfigürasyonlarda üretilebilmektedir. 

Platform; sonar, INS, derinlik sensörleri, manyetik sensörler ve görüntüleme sistemleriyle donatılmıştır. Gelişmiş görev planlama ve engelden kaçınma algoritmaları sayesinde mayın tespiti, boru hattı izleme, liman güvenliği, denizaltı kurtarma ve keşif gibi kritik görevleri insan müdahalesi olmadan gerçekleştirebilmektedir. STM NETA’nın otonomi yetenekleri, sualtı operasyonlarının hızını, güvenliğini ve etkinliğini önemli ölçüde artırmaktadır.

Taktik Mini İHA Sistemlerinde Otonomi

STM’nin Taktik Mini İHA Sistemleri, muharebe ortamında operasyonel üstünlük sağlayan otonom yeteneklere sahiptir. KARGU gibi sistemler, derin öğrenme tabanlı görüntü işleme algoritmalarıyla hedef tanıma, takip ve otonom seyrüsefer süreçlerini başarıyla yürütür. Otonom rota planlama, anlık tehdit analizi ve görev değişimi gibi kabiliyetler, sahadaki dinamik tehdit ortamına hızlı uyum sağlar. STM’nin geliştirdiği bu sistemler, düşük radar izi, hızlı konuşlanma ve sürü operasyonlarına uyumluluk gibi teknik avantajlarla sahada etkin bir çözüm sunar. Bu platformlar yalnızca milli savunma kabiliyetini güçlendirmekle kalmamakta, aynı zamanda Türkiye’nin savunma ihracatındaki rekabet gücünü de artırmaktadır.

Sürü Sistemlerinde Otonomi

Sürü sisteminde verilen görevler otonom olarak icra edilmekte, sürüdeki otonomi ise sürü zekası temelinde yükselmektedir. Başka bir deyiş ile sürüyü oluşturan tüm unsurların katılımı ile verilen görevler otonom olarak, tüm unsurların çevresel farkındalığı kullanılarak gerçekleştirilir. Böylece görevin tek bir unsurun yapabileceğinden daha iyi yapılması sağlanır. Bu bağlamda sürü sisteminde, görevler otonom olarak paylaşılmakta ve devredilmektedir. Benzer şekilde sürü bölünmesi, alan tarama, formasyon, engelden kaçınma yetenekleri de otonom olarak icra edilmekte ve bu yeteneklerin optimizasyonu üzerinde çalışılmaktadır.

Sürü yapısı birden çok platformdan oluştuğu için belirli bir operasyonu icra etmenin birçok yolu mevcuttur. Platformlar arası görevler, operasyonu en az maliyetle gerçekleştirecek şekilde oluşturulmalı ve dağıtılmalıdır. Sürü platformları aynı sürü içerisinde olsa dahi gözetleme, keşif, alan tarama, hedef bulma, hedef imhası ve benzeri farklı görevlere atanabilir. Görevlerin sürü unsurlarına paylaştırılması için unsurların göreve uygunluğunu ve görev başarım olasılığını hesaplayan maliyet fonksiyonu kullanılmaktadır. Bu fonksiyonun girdileri batarya seviyesi, görev noktasına uzaklık, faydalı yük tipi gibi bilgiler olabilir. Maliyet fonksiyonunun çıktısı kullanılarak görevler sürü unsurlarına görev başarımını artıracak, maliyeti en aza indirecek şekilde dağıtılması üzerine çalışılmaktadır.

Otonom görev devri, görevin atandığı platformda ya da dış ortam koşullarında oluşabilecek değişikliklere karşı görevin en uygun platforma devredilmesini kapsar. Görev süresince görevin başarısını tehlikeye sokacak durumları (düşük batarya seviyesi ve acil durumlar gibi) yönetmek için gerekmektedir. Değişen durumların, örneğin sürü unsurlarından birinin kaybı, fark edilmesini takiben görev ilgili unsurdan alınarak maliyeti en düşük yapacak unsura devredilerek sistemin daha gürbüz olması sağlanır.

STM olarak, otonom sistemleri yalnızca bir teknoloji alanı değil, savunmanın geleceğinde stratejik bir kaldıraç olarak görüyoruz. Yürüttüğümüz Ar-Ge çalışmaları ve geliştirdiğimiz özgün çözümlerle, Türkiye’nin otonom sistemlerde uluslararası alanda söz sahibi olmasını hedefliyoruz. Otonomi, bizim için sadece teknoloji değil, operasyonel güvenliğin ve stratejik bağımsızlığın anahtarıdır.